top of page

Toprağa gömülü tonlarca nükleer atık İzmir’i tehdit ediyor

ayşe efe (5).png

Ayşe Efe

16 Tem 2024

İzmir’in Gaziemir ilçesinde eski kurşun döküm fabrikasının arazisinde 17 yıldır bulunan nükleer atıklar hala temizlenmedi. Atıkların tespit edildiği günden bu yana sadece 260 ton radyoaktif atığın Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu'na depolanmak üzere gönderildiğini belirten uzmanlar, yetkililerden süreçle ilgili bilgi alamadıklarından şikayetçi.

İzmir’in Gaziemir ilçesine bağlı Emrez Mahallesi’nde 1940’lı yıllardan 2010 yılına kadar faaliyet göstermiş Aslan Avcı Kurşun Fabrikası’nın arazisine gömülen ağır metal içerikli atıklar, çevre sağlığını riske atmaya devam ediyor. Uzmanlar, 17 yıldır temizleneceği söylenen arazinin hukuki süreci hakkında bilgi edinememekten şikayetçi.

“Kamuoyuna hiç bilgi verilmedi”

Fabrikanın açıldığı yıllarda çevre koruma mevzuatı bulunmaması nedeniyle işletmecinin inisiyatifine bırakılan arazide ağır metal içerikli atıklar olduğu ortaya çıkmıştı. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden edinilen bilgiye göre, tespit edildiği günden bugüne nükleer atıkların 260 tonu depolanmak üzere Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’na gönderildi. Alanda ne kadar radyoaktif atık kaldığı ise bilinmiyor.

Fabrikanın çalıştığı dönemde işçi olan Mustafa Irvana 9. Köy’e yaptığı açıklamada, yaşanan süreci şöyle anlattı:

2007 yılında bir hurdacıdan alınan kurşun saklama kaplarının içinde nükleer atıklar çıkmış. Kurşun ergitilmeye çalışılırken radyoaktif atıklar da parçalanmış ve alandaki kurşun atıklarıyla kontamine olmuş. Daha sonra fabrika hissedarları ve çalışanlarının aralarında çıkan husumet nedeniyle yapılan şikayet üzerine Çevre İl Müdürlüğü tarafından denetim yapılmış. Denetimlerde radyoaktif atıklardan habersiz şekilde ve geçici depolama iznine aykırı olarak fabrika sahasına kalıcı depolama yapıldığı tespit edilmiş. İdari para cezası kesilmiş ve atıkların atık bertaraf tesisine taşınması için fabrika işletmesine süre verilmiş. İZAYDAŞ Atık Bertaraf tesisine götürülen atıkların, tesisin girişinde kapıda radyoaktif ışın ikazı vermesi üzerine geri gönderilmiş. Bu aşamadan sonra radyoaktif atıklarla tek yetkili olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) devreye girmiş. Fabrika alanı tel örgüyle çevrilmiş, ölçüm cihazları konmuş ve yapılan incelemede atıkların EU 152 izotopu içeren nükleer yakıt çubuğu atığı olduğu tespit edilmiş. Ne kadarı götürüldüğü belli olmayan miktarda atıkların bir kısmı saklanmak üzere Çekmece Nükleer Araştırma Enstitüsü’ne gönderilmiş. Bu işlerden Kaymakamlık, Valilik, Belediyeler ve ilgili bakanlıkların haberi olmasına karşın, kamuoyuna hiç bilgi verilmemiş.”

Olayın fabrika sahasında oturan mahalle sakinlerinin de dikkatini çekmesinin ardından Ege Çevre ve Kültür Platformu, Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası ve diğer demokratik kitle örgütleri de devreye girdi. Hatta, ABD’de yaşayan nükleer fizikçi Prof. Dr Hayrettin Kılıç, Almanya’dan Nükleer Karşıtı Hekimler Birliği’nden Dr. Angelika Claussen Alex Rosen ve Dr. Alper Öktem ile uluslararası düzeyde çalışmalar da yürütüldü. 3 yıl önce Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın gerçekleştirdiği “Duran Adam” eylemiyle de konu İzmirlilerin ve kamuoyunun gündemine geldi.


“Yasadışı nükleer atık ticaretinin bir örneği yaşanıyor”

Araziyle ilgili kurulan teknik komisyonun üyesi Avukat Arif Ali Cangı 9. Köy’e konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Hukuksal süreçlerden sonuç alınamadı. Hükümetler, görevli idareler, savcılıklar ve mahkemeler bu konuyu önemsemediler. Oysa burada, bütün dünyanın başına bela olan yasadışı nükleer atık ticaretinin bir örneği yaşanıyor” dedi.

Avukat Arif Ali Cangı, fabrika sahiplerinin EKOVAR adlı bir şirketle anlaştığı ve temizlemenin bu şirket tarafından yapılacağının duyurulduğunu belirterek şöyle konuştu:


Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından, EKOVAR Çevre Grup Geri Dönüşüm Atık Depolama İnş. Taahhüt San. ve Tic. A.Ş. alanda yürütülecek çevresel iyileştirme faaliyetlerine ilişkin yetkilendirilmiş olduğu ortaya çıktı. Bu haberlerden sonra başta Gaziemir Belediyesi olmak üzere pek çok kişi ve kurum tarafından yetkili Nükleer Düzenleme Kurumu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na defalarca sorular soruldu. Milletvekilleri soru önergeleri verdiler. Tüm bu başvurulara rağmen yapılacak işin projesi ve izinleri konusunda bilgi alınamadı. Bir noktadan sonra tıkanmalar yaşandı. Hükümetler, görevli idareler, savcılıklar ve mahkemeler bu konuyu önemsemediler. Oysa burada, bütün dünyanın başına bela olan yasadışı nükleer atık ticaretinin bir örneği yaşanıyor.

“Nükleer santralimiz yok ama nükleer atıkla baş edemiyoruz”

Avukat Cangı, Türkiye’nin henüz işleyen bir nükleer santrali olmamasına rağmen nükleer atıklarla karşılaştığına da dikkat çekerek, “Türkiye bütün haklı ve yerinde itirazlara rağmen nükleer macerada hızla yol alıyor. Henüz nükleer santralimiz yokken nereden geldiği bilinmeyen nükleer atıkla baş edemiyoruz. Nükleer santraller faaliyete geçtiği zaman onların atıklarını ne yapacağız? Nükleerin barışçısı olmaz, Hiroşima felaketinden sonra artık ‘güvenli nükleer santral’ kavramının hiçbir değeri kalmadı. Nükleer atıkların yok edilmesi mümkün değil geleceğe miras kalır. Çocuklarımıza nükleer çöplük haline gelmiş bir dünya bırakmak istemiyorsak nükleersiz bir gelecek kurulmalı” diye konuştu.

“Bölge halkı 17 yıldır nükleer atıkların yanı başında yaşıyor”

2023 yılına kadar alanın çevresinde teller dışında bir güvenlik önleminin bulunmadığını vurgulayan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi teknik sorumlusu Selma Akdoğan da bölge halkının yıllardır nükleer atıkların yanı başında yaşamaya devam etmelerinin tehlikelerini şu sözlerle anlattı:

Çocukların saha yakınında oynamaması ya da saha içine girmemesi için önlem alınması gerektiğini, alanda temizlik ve bertaraf işlemlerinin tamamlanması gerektiğini defalarca paylaştık. Bölge halkı alanda tehlikeli atıkların bulunduğunu biliyor. 17 yıldır atıkların temizlenmemesinden dolayı atıkların yanı başında yaşamaya devam ediyor. Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının ihlal edilmesi ile ilgili büyük bir sorun var. Aldığı tüm izin ve ruhsatlara rağmen atıklarını gerektiği gibi bertaraf etmek yerine toprağa gömen bir tesis, kamusal denetim eksikliği ve sahada bulunan atıkları bertarafını 17 yıldır gerçekleştiremeyen kurumlar var.

Akdoğan, Çevre Mühendisleri Odası olarak atığın tespit-ölçüm ve analizleri, atık yönetim planlaması, bertaraf süreçleri konusunda görev alabileceklerini de belirterek; “Ülkemizde radyoaktif atıklar ile ilgili süreçler TENMAK kontrolünde gerçekleştiği için saha çalışmalarında deneyim aktarımı az” dedi.

Ek Bilgiler:


T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından 16/01/2024 tarihinde İzmir Milletvekili Ümit Özlale’nin soru önergesine cevaben sunulan yazıda; “Radyoaktif Kirliliğe Maruz Kalmış Alanların Çevresel İyileştirme Faaliyetlerinin Yetkilendirilmesine İlişkin Yönetmelik kapsamında mezkûr alanın çevresel iyileştirme faaliyetlerini yürütmek üzere 2022 yılında EKOVAR şirketine NDK tarafından yetki verilmiş olup, şirket tarafından yetkilendirme aşamasında NDK’ya sunulan iş-termin planında, radyoaktif kirliliğin giderilmesi işlemlerine 2023 yılı Ağustos ayında başlanacağı ve çalışmaların 2024 yılı Haziran ayında tamamlanacağı bilgisi yer almaktadır. Yanı sıra, adı geçen şirket tarafından NDK’ya sunulan belgelerde; çevre güvenliğinin sağlanması ve faaliyet alanına yetkisiz kişilerin girişinin engellenmesi amacıyla alanın güvenlik bariyeri (alanın çevresi 2 metre yüksekliğinde trapez sac ve üstüne 40 cm. jiletli tel) ile çevrildiği, alana kapı giriş-çıkışın tek noktadan sağlanmakta olduğu ve bu alana güvenlik kameralarının yerleştirildiği bilgileri verilmiştir” denmiştir. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından 25/01/2024 İzmir Milletvekili Yüksel TAŞKIN’ın soru önergesine cevaben sunulan yazıda; “İlgili mevzuat kapsamında; alanda yürütülecek çevresel iyileştirme faaliyetlerine dair Nükleer Düzenleme Kurulu’nun 2023-15/4 sayılı kararı ile bir firmanın yetkilendirildiğinin bildirildiği, firma tarafından hazırlanan ‘Çevresel İyileştirme Planı’ (radyoaktif ve tehlikeli atıkların miktarı ve bertaraf edilmesi, taşınması ve toprağın temizlenmesine ilişkin hususları kapsayan). Bakanlığı’na iletildiği ve planın incelemesinin devam ettiği” aktarılmıştır.


bottom of page